Anasayfa / Eğitim / Dil Nasıl Engel Yaratır?
Dil Nasıl Engel Yaratır?

Dil Nasıl Engel Yaratır?

Günlük hayatımızda fark etmeden kullandığımız bazı kelimelerin bir insana nasıl dokunduğunu, onu nasıl görünür ya da görünmez kıldığını nadiren düşünürüz. Çoğu zaman engellerin en kalıcı olanı, bedenlerde değil, dilde başlar. Dil; kimi zaman bir kapıyı açar, kimi zaman da farkında olmadan kapatır.

3 Aralık Dünya Engelliler Gününde “Dil, gerçekten engel yaratabilir mi?” sorusuna cevap arayacağız.

Bu yazı; sınıflarında daha kapsayıcı bir dil kullanmak isteyen öğretmenlere, çocuklarıyla iletişimde dili özenle seçmek isteyen ebeveynlere ve günlük konuşmalarında insanı merkeze alan bir yaklaşımı benimsemek isteyen herkes için küçük bir yol gösterici olmayı amaçlıyor.

Kişiyi Engeliyle Eşitleyen Dil

Bazı ifadeler, niyetimiz iyi olsa bile insanı tek bir özelliğe indirger: “Engelli çocuk”, “kör adam”, “topal kız”…
Bu kelimelerde insan yoktur; yalnızca bir etiket vardır. “Engeli olan çocuk” dediğimizde ise ifade bir anda değişir. Engel, kişinin kimliği değil, hayatının bir parçası hâline gelir. Bu küçük fark bile karşımızdakini bir “tanım” olmaktan çıkarır, bir “insan” hâline getirir.

Acıma ve Kahramanlaştırma Arasında Sıkışan Dil

Engellilik söz konusu olduğunda dil iki uçta dolaşır: Bazen acıma doludur: “Zavallı…”, “Ne yazık ki…” Bazen aşırı yüceltir: “Engeline rağmen harika işler yapıyor!”

Her iki uç da aynı noktaya varır: Gerçekliği görmezden gelmeye. Acıma dili kişiyi güçsüz gösterir; kahramanlaştırma dili ise onu gerçek ihtiyaçlarının ve deneyimlerinin üstünü örten bir figüre dönüştürür. Dengeyi bulduğumuzda ise kişinin engelini dramatize etmeden sıradanlaştırmadan ama görünür kılarak konuşabiliriz. Nötr dil, çoğu zaman en kapsayıcı dildir.

Engeli Kişiye Yükleyen Dil

Gündelik dilde çoğu zaman engeli kişiye yükleriz: “Buraya gelemiyor çünkü engelli.”

Bazen gerçek bambaşka olabilir: “Bu bina rampasız olduğu için tekerlekli sandalye kullanan biri içeri giremiyor.” Engel çoğu zaman insanda değil, tasarımda, sistemde veya uygulamadadır. Bu bakış açısını hatırlamak bile sınıftaki, işyerindeki ve kamusal alandaki pek çok algıyı dönüştürür.

Peki “engelli” demek yanlış mı?

Aslında mesele kelimeden tamamen kaçınmak değil; kelimenin kişiyi nasıl konumlandırdığı. “Engelli” kelimesi zaman içinde kişiyi tek bir kimliğe indirgeme riski taşır. Bu nedenle dünyada birçok uzman ve aktivist kişi öncelikli dile yöneliyor: “engelli öğrenci” yerine “engeli olan öğrenci”, “engelli birey” yerine “engeli olan birey” demek, kişiyi merkeze alan daha kapsayıcı bir yaklaşım sunuyor. Ama bu kelimeden aşırı kaçınmak, iyi niyetli olsa da her şeyi yumuşatıp “özel çocuklar”, “farklı çocuklar”, “melek çocuklar” gibi ifadeler kullanmak da başka bir problemi beraberinde getiriyor. Çünkü bu dil:

  • Gerçekliği flulaştırıyor,
  • Hak temelli yaklaşımı gölgeliyor,
  • Kişiyi korunması gereken bir figüre dönüştürüyor.

Dilin yarattığı bu çerçeve yalnızca kelime tercihlerinde değil, yaygın söylemlerde de karşımıza çıkar. Örneğin “Hepimiz birer engelli adayıyız.” cümlesi, çoğu zaman empati kurmak için söylenir ancak engelliliği bir tür korku senaryosu üzerinden çerçeveler. “Başımıza gelebilir.” duygusuna yaslandığı için odağı bugünün hak meselelerinden uzaklaştırır. Engelliliği istenmeyen bir kader gibi tanımlar ve toplumsal eşitsizliklerin üzerini örter.

Hak temelli yaklaşım ise empatiyi “yarın ben de engelli olabilirim” kaygısına değil, bugün engelli bireylerin karşılaştığı gerçek eşitsizlikleri fark etmeye ve bunları azaltmak için sorumluluk almaya dayandırır. Bu nedenle empatiyi tehdit ya da korku üzerinden değil, gerçekleri gören ve herkes için eşitliği önceleyen bir dil üzerinden kurmak çok daha sağlıklıdır.

Ne zaman engelden bahsetmeli, ne zaman bahsetmemeli?

Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da bir kişinin engeli anlatılan durum için gerekli değilse o bilgiyi özellikle vurgulamamak. Bu, engeli gizlemek anlamına gelmez; yalnızca gereksiz yere hikâyenin merkezine taşımamak anlamına gelir.

Örneğin sunum yapan birini tanıtırken:
“Görme engelli olduğu hâlde konuşmayı başlattı.” demek hem gereksizdir hem de kişiyi engeliyle tanımlar. Bu durumda nötr bir ifade çoğu zaman yeterlidir: “Toplantıyı Ali Bey açtı.”

Kişinin engeli bağlamı değiştirmiyorsa onu özellikle belirtmek hikâyeyi gereksiz dramatikleştirir. Çoğu zaman en kapsayıcı yaklaşım, en sade olanıdır.

Aynı durum, engeli tarif etmek amacıyla seçtiğimiz kelimeler için de geçerlidir. Bazı ifadeler kişiyi sert ve damgalayıcı bir tanımın içine sıkıştırırken; bazıları aynı bilgiyi çok daha insan merkezli bir biçimde aktarır. İşte bunun somut örnekleri:

Felçli, kötürüm
Fiziksel bir engeli var

❌ Tekerlekli sandalyeye mahkûm
✔ Tekerlekli sandalye kullanıyor.

❌ Zekâ geriliği var.
✔ Bilişsel gelişim alanında desteğe ihtiyaç duyuyor.

Bu karşılaştırmalar, dildeki küçük değişikliklerin bile kişinin nasıl algılandığı üzerinde ne kadar büyük bir etkisi olabileceğini gösteriyor.

Daha Kapsayıcı Bir Dil İçin Kendimize Sorabileceğimiz Sorular:

  • Bu ifadeyle kişiyi mi, engeli mi öne çıkarıyorum?
  • Bu bilgi gerçekten gerekli mi?
  • Cümlem kişiyi güçlendiren bir ton taşıyor mu?
  • Farkında olmadan dramatize ediyor olabilir miyim?
  • Kişinin kendi tercih ettiği ifade ne?

Dil yalnızca bir iletişim aracı değil; neyi nasıl gördüğümüzü belirleyen güçlü bir filtredir. Kullandığımız her kelime, farkında olsak da olmasak da birini görünür kılar, bir başkasını gölgede bırakır. Engellilik söz konusu olduğunda ise bu etki çok daha belirgin hâle gelir. Kişiyi etiketlere sıkıştıran, aşırı yücelten ya da romantikleştiren ifadeler yerine onu olduğu gibi gören ve gerçekliğine saygı duyan bir dil tercih etmek hem daha insani hem de daha adildir. Küçük bir kelime değişikliği bile büyük bir fark yaratabilir; çünkü dil değiştikçe bakış da değişir. Ve bakış değiştiğinde, daha kapsayıcı bir dünyanın kapısı aralanır.

Aysun Yağcı

Hakkında Aysun Yağcı

Öğretmenlik deneyimlerimi, kendimce doğrularımı, okuduklarımı, aldığım eğitimleri, çıkarımlarımı paylaşmaya devam ediyorum.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Scroll To Top