Son yıllarda ağırlıklı olarak yazma becerileri üzerine çalıştığım için ister istemez yeni açıklanacak ve beceri ağırlıklı olduğu müjdesi verilen Türkçe programının yayımlanmasını da ne yalan söyleyeyim heyecanla bekledim. Nitekim, program haziran ayında yayımlandı, geri bildirim alınıyormuş gibi yapıldıktan ve jet hızıyla onaylandıktan sonra temmuz ayında yürürlüğe girdi. O bir haftalık süreç içinde yazayım mı yazmayayım mı diye kararsız kaldığımı hatırlıyorum. Hatta birkaç kez de denemedim değil. Tek bir öğrenme çıktısı için bile yazılacak o kadar çok şey vardı ki bir anda yılıverdim. Tam anlamıyla doğru kelime bu: "yılmak" Birazdan ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Geri bildirim yazan eğitmenlerin çoğunun geri bildirimlerinin dikkate alınmadığı yönündeki görüşleri, o zamanki kararımı bir anlığına haklı çıkarmış gibi görünse de bir eğitimci olarak yazmamış olmayı içime sindiremedim. Bu nedenle yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan yazma becerileri özelinde görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Bu yazıda, 2024 Türkçe Öğretim programının yazma becerilerine ilişkin esinlendiği temel yaklaşımları, yaklaşımların doğasıyla çelişen uygulamaları ve basit bir dille ifade edilmediği için de anlaşılmaz hale gelen yapısını biraz açmaya çalışacağım. Biraz diyorum çünkü tüm öğrenme çıktılarını tek tek analiz edecek olursam en az 50 sayfalık bir pdf doküman oluşturmam gerekecek. Türkçe yazma becerileri programını analiz edebilmek için öncelikle programın dayandığı temel ilkelerin bilgisine sahip olmak gerekiyor. Programda kaynakça da verilmediği için yazının alanla ilgili daha fazla okumak isteyen öğretmenlerimiz için de yol gösterici olmasını umuyorum. Devamını Oku »
Bir Mezun Portresi Oluşturmak
08 Mart 2024
Mart ayı bir sonraki yılın eğitim programı üzerinde derinlemesine düşünmek için en iyi zamanlardır. Eğer uzun zamandır, okulunuzun vizyon beyanını ve değerlerini gözden geçirmediyseniz bu konuya ciddi ciddi vakit ayırmanın zamanı gelmiştir. Bir önceki yazımda okulu yeniden düşünmekten bahsetmiştim. Bugün sizlere bu süreci kolaylaştıracak adımları anlatmak istiyorum. Bunun için sırasıyla üç adımdan geçmemiz gerekiyor: 1. Değişen dünyanın neden okullarımızı yeniden tasarlamamız gerektirdiğini tam olarak anlamak 2. Öğrencilerimizin başarılı olmaları için geliştirmeleri gereken beceri, bilgi ve başarı alışkanlıklarını yeniden tanımlamak 3. Öğrencilerin bu yeterlilikleri geliştirmelerini desteklemek için öğretme ve değerlendirme modellerimizi yeniden tasarlamak Devamını Oku »
Okulu Yeniden Düşünmek
16 Şubat 2024
Düşünsenize 12 yıl boyunca günde 40 dakikadan 7-8 ders ve yılda 180 iş günü olacak şekilde rahatsız bir sandalyede oturmaya katlanabilirseniz diploma alabiliyorsunuz. İlerlemeniz, öğrenmenize değil; yeterince oturmanıza bağlı. Size ilerlemenizi ölçtüğünü söyleyen bazı testler yapılıyor ve sonunda hemen herkes takdir alıyor. Bazı kesimler, tüm öğrencilerin takdir almasını eleştiriyor; ancak o takdir zaten size başarınızdan dolayı verilmiyor ki...Sabırla oturduğunuz için veriliyor ve bu gerçekten takdir edilesi bir şey. Zamana bağlı sistem, bundan 117 yıl önce 1906 yılında kamu eğitimini standartlaştırmak için Carnegie Üniversitesi tarafından geliştirildi. Üniversite, öğrencilerin belirli bir konuyu öğrenmek için ihtiyaç duyduğu dakika sayısını ve lise veya üniversite diploması almak için gereken "kredi saati" sayısını kesin olarak tanımladı. O yıllardan bugüne neredeyse hiç değişmeden bütün dünyada kullanılan bu temel dinamiğe günümüzde Carnegie Vakfı başta olmak üzere okulu dönüştürmek isteyen pek çok sivil toplum kuruluşu meydan okuyor ve oturma süresinden bağımsız olarak yetkinlik temelli bir sisteme geçmenin yollarını arıyor. Biz de acaba 180 iş günü az, 200 güne mi geçsek diye düşünüyoruz. Devamını Oku »
Sınıfta Düşünmeyi Görünür Kılmak
21 Ocak 2024
Bugün sizlere Kanadalı bir matematik profesörünün hikayesini anlatacağım: Dr.Peter Liljedahl. 2003 yılında bir meslektaşı kendisini matematik dersinde öğrencilerinin problem çözme becerilerine yardım etmesi için davet ediyor. Peter daha önce farklı sınıf seviyelerinde kullandığı bir problemi arkadaşına veriyor: Eğer 6 kedi 6 fareyi 6 dakikada yakalıyorsa, 100 fareyi 50 dakikada yakalamak için kaç tane kedi gerekir? Devamını Oku »
Neden Akran Nezaketi Konusunda Başarılı Değiliz?
08 Ocak 2024
Gün geçmiyor ki okulda gerçekleşen bir şiddet olayıyla karşılaşmayalım. Sosyal medya, öğrencilerin birbirlerine uyguladığı şiddet hatta velilerin öğretmenlere uyguladığı şiddet ile çalkalanıyor. Bu tarz haberler çıktığında okullarda zorbalıkla mücadele eğitimleri vermek lazımcılar birkaç gönderi yayınlıyorlar. Biz de "Zorbalığa hayır!" deyip hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Geçen gün bu gönderilerin altına yapılan çok değerli bir yorumla karşılaştım. Kocaeli Üniversitesinden Serpil Karabacak Çayçı hocam linkedin'de haklı bir serzenişte bulunuyordu: "Bunu yazmaktan sanırım hiç vazgeçmeyeceğim. Akran zorbalığı vurgusu yapmak yerine, ona alternatif olarak dile getirilen akran nezaketi kavramını yayalım. "Neden akran nezaketi konusunda başarılı değiliz?" şeklinde tartışabiliriz konuyu. 'Akran zorbalığına hayır!' söylemi yerine "Akran nezaketine evet!" diyelim. Olumsuz kavramları zihinlerinde daha çok işaretleyen ve bunu 'havalı' bile bulabilen çocukların varlığını, medyanın da buna etkisini unutmayalım. Öğrenciler bizlerin önderliğinde nezaket elçisi olarak okullarda nezaket ve iyiliği yaymak için çalışmalar yapabilirler." Ben de Serpil hocamın açık çağrısına bir yazıyla katkıda bulunmak istedim. Devamını Oku »
Okullar Öz Düzenleme Becerilerini Nasıl Geliştirebilir?
06 Ocak 2024
"Günümüzde" diye başlayan yazılardan her ne kadar uzak durmaya çalışsam da sürekli olarak karşıma şöyle cümleler çıkıyor: "Öğretmenler artık bilginin sahibi değil." "Yapay zeka çağında önemli olan, öğrenmeyi öğrenme becerileri." Evet, bunlar tüm eğitimciler tarafından onaylanan gerçekler; ancak iş uygulamaya geldiğinde herkes tabakta kalan son bisküviyi birbirine ikram ediyor. Beceri öğretimini neredeyse hiçbir branş öğretmeni sahiplenmiyor. İlkokullarda sınıf öğretmenleri nispeten bu görevi üstlense de okul politikası olarak uygulamaya konulmadığı, izleme ve değerlendirmesi yapılmadığı takdirde, konu öğretmenin inisiyatifine kalıyor. Bu aşamada da öğretmenin eğitim felsefesi, hayata bakış açısı ve konuya olan duyarlılığı devreye giriyor. Devamını Oku »
Okul Müdürleri Liderlik Basamaklarını Nasıl Tırmanabilir?
14 Aralık 2023
Liderliği tek kelime ile özetleyecek olacak "etki" diyebiliriz. Diğer insanları etkilemek. İster okul müdürü olun, ister müdür yardımcısı, ister bölüm başkanı hepimiz çalışma arkadaşlarımızı bir şekilde etkileriz. Bu etkinin seviyesi, hangi liderlik basamağında olduğumuzla birebir ilişkilidir. Devamını Oku »
Öğretmen Tükenmişliği Nasıl Tespit Edilir ve Yönetilir?
13 Aralık 2023
Öğretmenlikte iş yükü her geçen yıl artıyor mu? Bundan daha fazla çalışamam herhalde diye düşündüğünüz zamanlar oluyor mu? Bu bir algı mı yoksa gerçeklik payı var mı? Son zamanlarda "öğretmen tükenmişliği" kavramını sık duymaya başladık. Tükenmişliğin ana nedenini tek bir cümlede özetleyecek olsam "Yüksek beklentiler ve düşük kaynaklar!"derdim. Devamını Oku »
Müfredatta Sadeleşmek mi Derinleşmek mi?
05 Aralık 2023
"Müfredatta derinleşmeye gidilecek. Öğretmenlerden ve akademisyenlerden oluşan bir heyet tarafından her kazanıma ait başarı kriterleri belirlendi. Öğretmenlerin, başarı standardının ne ölçüde karşılandığı konusunda karar vermelerine yardımcı olmak için başarı standartlarına açıklamalı çalışma örnekleri eklendi. Milli eğitimin sitesinde yayınlanan yeni müfredatta, öğretmenler her kazanımın üstüne tıkladıklarında, o kazanımla ilgili ayrıntılı içerik bilgisine ve başarı kriterlerine ulaşabilecekler. " Devamını Oku »
Düşünmeyi Desteklemek İçin Soruları Nasıl Kullanmalıyız?
01 Aralık 2023
Bir önceki yazımda diyaloğun sınıflarda hayata geçilmesi için en önemli unsurun sorular olduğunu belirtmiştim. Bu yazıda, sınıfta diyaloğu teşvik etmek için soruların gücünden nasıl yararlanacağımız üzerinde duracağım. Öncelikle soru sorma karnemize bir göz atalım, ardından hangi stratejileri kullanabileceğinize bakalım. Devamını Oku »