Anasayfa / Eğitim / Yeni Yıla Başlarken Kendimize Soracağımız Sorular
Yeni Yıla Başlarken Kendimize Soracağımız Sorular

Yeni Yıla Başlarken Kendimize Soracağımız Sorular

Yeni bir yıla başlamak, öğretmenlik uygulamalarımız üzerine düşünmek için en doğru zamandır. Çünkü yansıtıcı düşünme, öğretmenlikte hem günlük kararlarımızı hem de uzun vadeli gelişimimizi şekillendiren güçlü araçlardan biridir.
Bu yazıda, yansıtıcı soruların gücünü ve sınıfımıza nasıl yön verebileceğini ele alıyorum.

Yansıtıcı Sorular Nedir?

Donald Schön, gerçek öğrenmenin, deneyimin kendisinden değil; o deneyim üzerine düşündüğümüzde ortaya çıktığını söyler. 

Başka bir deyişle yaşadığımız deneyimleri sorgulamadıkça onların sunduğu öğrenme fırsatlarını kaçırırız.

Schön, bu süreci ikiye ayırır: 

Eylem Sırasında Yansıtma:
Dersin ortasında bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ettiğimizde…Öğrencilerin dikkatinin dağıldığını görüp “Acaba yöntemi değiştirsem mi?” diye düşündüğümüz o an. 

Eylem Sonrasında Yansıtma:
Ders bittikten sonra neyin işe yaradığını, neyin işe yaramadığını düşündüğümüz o an.

Her iki yansıtma biçimi de bize hem hızlı karar alma hem de uzun vadede öğretimimizi geliştirme fırsatı sunar.

Peki bu düşünme anlarını daha verimli kılmanın yolu nedir? Elbette kendimize doğru soruları sormak.

Kendimize Sorabileceğimiz Güçlü Sorular

Trevor MacKenzie, “Teachers, What Questions Are You Asking?” makalesinde öğretmenlere şu soruları sormalarını önerir:

  • Benim yaptığım şeyleri öğrencilerimin yapmasına nasıl fırsat verebilirim?
  • Öğrencilerime ne kadar seçim hakkı veriyorum?
  • Sınıfta daha huzurlu ve güvenli bir ortamı nasıl sağlayabilirim?
  • Öğrencilerim dersten hangi beceriyle ayrılıyor?
  • Benim rolüm öğrenme sürecinde ne kadar rehber, ne kadar anlatıcı?

Bu sorular, öğretmenin gözünü açan küçük pencereler gibidir. Bununla birlikte öğretmenliğe farklı açılardan bakmak da bize yeni bir derinlik kazandırır. İşte bu noktada Brookfield’in Dört Mercek Modeli devreye girer.

Öğretmenliğe Dört Mercekten Bakmak

Stephen Brookfield, bu sorgulamayı daha derin bir modelle destekler: Dört Mercek Modeli.

  1. Kendi Deneyimlerimizin Merceği → Geçmişte öğrenci olarak yaşadıklarımız bize hâlâ ipuçları verir.
  2. Öğrenci Merceği → Geri bildirimler, gözlemler, yüz ifadeleri… Onların deneyimi bizim niyetimizle her zaman örtüşmez.
  3. Meslektaşların Merceği → Başka bir öğretmenin gözünden kendi sınıfımıza bakmak kör noktalarımızı gösterir.
  4. Teorik Literatürün Merceği → Araştırmalar, kuramlar, kitaplar… Öğretimi yalnızca sezgiye değil, bilime dayandırmamızı sağlar.

Brookfield der ki:

“Her mercek tek başına eksiktir. Ama dördünü bir araya getirdiğimizde öğretimimizin bütüncül resmini görürüz.”

Bunu sınıfımızda nasıl günlük bir alışkanlığa dönüştürebiliriz? Edunators’un hazırladığı soru listesi işte bu konuda bize pratik bir yol haritası sunuyor.

A. Öğrencilerle Birlikte Yansıtma

  1. Bu etkinlik başarılı mıydı? Neden başarılıydı veya neden değildi?
  2. Bu dersi tekrar işlesem neyi farklı yapmalıyım?
  3. Bu etkinlik, konuyu daha iyi anlamanıza yardımcı oldu mu?

B. Sınıf Kültürü

  1. Öğrencilerle ilişkilerim öğrenmelerine yardım mı ediyor, engel mi oluyor?
  2. Sınıfta yaşadığım sorunlar, öğrencilere beklentilerimi daha net anlatsaydım çözülebilir miydi?
  3. Bugün derse yaklaşımım öğrencilerin öğrenmesini kolaylaştırdı mı?
  4. Bugün derse gelmek için heyecanlı mıydım?
  5. Öğrencilerim derse gelmek için heyecanlı mıydı?
  6. Son zamanlarda öğrencilere ne kadar seçim hakkı tanıdım?
  7. Her öğrencim hakkında en az bir kişisel şey söyleyebilir miyim?

C. Müfredat ve Öğretim

  1. Sınavlarım öğrenmeyi mi yoksa ezberi mi ölçüyor?
  2. Öğrencilerin öğrendiğine dair hangi kanıtlara sahibim?
  3. Zorlanan öğrenciler için yeni stratejiler denedim mi?
  4. Başarılı öğrencileri nasıl daha fazla zorlarım?
  5. Öğrenciler öğrenmediğinde ne yapıyorum?
  6. Bu etkinlik hangi öğrencilerin işine yaradı, hangilerinin işine yaramadı?

D. İş Birliği

  1. Hangi alanlarda hâlâ gelişebilirim?
  2. Beni gelişmekten alıkoyan şeyler neler?
  3. Sınıftaki davranışlarım, her öğrencinin öğrenebileceğine dair inancımı gösteriyor mu?
  4. Sınıftaki davranışlarım öğretmenliğe duyduğum heyecanı gösteriyor mu?”
  5. Meslektaşlarımla ilişkilerim öğrenme odaklı bir kültüre katkı sağlıyor mu?

E. Ruh Sağlığı

  1. Enerjimi korumak için hangi yöntemleri denedim?
  2. Stresimi azaltmak için son zamanlarda ne yaptım?
  3. Şu anda yaptıklarım arasında öncelik sırasını değiştirmem gereken şeyler var mı?
  4. Son iki haftada ailemle ve arkadaşlarımla ne kadar vakit geçirdim?

Bütün bu soruları bir çırpıda yanıtlamak zorunda değiliz. Her hafta bir soruyu ele alabilir ya da meslektaşlarımızla bir kolaylaştırıcı eşliğinde her ay farklı bir kategori seçip oradan 2–3 soruya odaklanabiliriz.

Yansıtıcı sorular, yalnızca bugünkü derslerimizi değil, öğretmenlik anlayışımızın bütününü şekillendirme gücüne sahiptir. Küçük bir soruyla başlayan bu süreç, uzun vadede büyük değişimlere yol açabilir.

Siz, bu yıl kendinize hangi soruları soracaksınız?

Kaynaklar:

Hakkında Aysun Yağcı

Öğretmenlik deneyimlerimi, kendimce doğrularımı, okuduklarımı, aldığım eğitimleri, çıkarımlarımı paylaşmaya devam ediyorum.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Scroll To Top