Anasayfa / Eğitim / Yazma: Anlamanın ve Öğrenmenin Motoru
Yazma: Anlamanın ve Öğrenmenin Motoru

Yazma: Anlamanın ve Öğrenmenin Motoru

Geçtiğimiz günlerde bir öğretmen eğitiminde şu söz kulağıma çalındı:
“Program çok yoğun, zaten yetişmiyoruz; bir de yazmaya zaman ayıramayız.”

Bu cümle pek çok öğretmenin içinde bulunduğu gerçeği yansıtıyor. Ders saatleri sınırlı, program yoğun, sınav baskısı yüksek. Bu koşullarda yazmaya vakit ayırmak “lüks” gibi görünebilir. Üstelik bunu dile getirenler Türkçe öğretmenleri. Hâl böyleyken yazma üzerine tüm öğretmenlere seslenen bu satırların ne kadar dikkate alınacağını kestiremiyorum. 

Ne var ki araştırmalar bize şunu gösteriyor: Yazma, öğrenmeye ayrılan ek bir zaman değil; öğrenmenin kendisi. Her derse entegre edilecek küçük yazma rutinleri, öğrencilerin hem okuduklarını anlamasını hem de derslerde öğrendiklerini kalıcı hâle getirmesini sağlıyor. 

Peki yazmanın öğrenmeyi bu kadar etkili kılmasının ardında ne var? Bunun cevabı, yazmanın zihnimizi nasıl çalıştırdığıyla ilgili.

Yazma Neden Bu Kadar Güçlü?

Yazma, beynin yürütücü işlevlerini (planlama, düzenleme, kontrol etme) devreye sokar. Öğrenci yazarken yalnızca kelimeleri sıralamaz; hangi fikri öne çıkaracağına karar verir, cümleleri düzenler, sonra dönüp gözden geçirir. Bu döngü, düşüncelerin daha net ve düzenli hâle gelmesini sağlar. Yazma, bilgiyi organize etmenin en etkili aracıdır.

Beynimizin kısa süreli “not defteri” dediğimiz çalışma belleği sınırlıdır. Fazla bilgi yüklenince hızla kaybolur. Yazmak bu yükü hafifletir.

Bir alışveriş listesi düşünün: Listeyi evde unutsanız bile yazdıklarınızın çoğu zihninizde kalır. Çünkü yazma eylemi, bilginin belleğe işlenmesini kolaylaştırır. Aynı şey öğrenciler için de geçerlidir: Ders sırasında not alan ya da özet yazan öğrenci, bilgiyi çok daha kalıcı şekilde hatırlar.

Okuma ve yazma birbirinden kopuk değildir. Okurken fark ettiğimiz cümle yapıları, paragraf düzenleri ve anlam ilişkileri yazarken kendi cümlelerimize yansır. Yazarken kazandığımız farkındalık da okuduklarımızı daha iyi kavramamıza yardım eder. Kısacası okudukça daha iyi yazarız, yazdıkça daha iyi okuruz.

Tüm bunlara ek olarak yazma anlayıştaki boşlukları görünür kılar. Çoğu zaman öğrenciler bir konuyu anladıklarına inanır. Ancak onlardan öğrendiklerini yazmalarını istediğimizde eksik ya da yüzeysel anladıkları kısımlar hemen ortaya çıkar. Yazı, görünmeyen boşlukları açığa çıkaran güçlü bir aynadır.

Önümüzde iki yol var: Ya öğrencileri düşünmeden yapılan mekanik işlere mahkûm ederiz ya da yazmayı merkeze alarak onları derin düşünmeye davet ederiz. İlki çabuk sonuç verir gibi görünür; ikincisi ise yaştan bağımsız olarak zihinsel kasları kalıcı biçimde güçlendirir.

Sonuç olarak yazma, yalnızca Türkçe ya da edebiyat derslerinde değil; fen, matematik, sosyal bilgiler gibi tüm derslerde öğrenmeyi derinleştiren bir araçtır. Üstelik uzun etkinliklere gerek yok. Her derste uygulanabilecek basit rutinler, kısa sürede büyük fark yaratır.

Basit Ama Etkili Yazma Rutinleri

  • 3 Dakikalık Hızlı Özet – Okuma ya da konu anlatımı sonrası öğrencilerden kısa özet yazmalarını isteyin.
  • Ders Sonu Tek Cümle – “Bugün öğrendiğim en önemli şey…” cümlesini tamamlatın.
  • Madde–Paragraf Dönüşümü – Önce madde madde fikirleri yazdırın, sonra bunları bir paragrafa dönüştürmelerini isteyin.
  • Fen Deney Günlüğü – Hipotez–gözlem–sonuç bölümlerini kısa yazılarla kaydettirin.
  • Matematikte Yazma – Problem çözüm adımlarını yazdırın.
  • Tanıklık Yazısı – Tarihsel bir olaya “tanık” olduklarını hayal ettirerek 3–4 cümlelik kısa yazılar yazdırın.
  • Karşılaştırma Notu – İki dönemi, iki lideri veya iki olayı 1–2 cümleyle karşılaştırıp benzerlik ve farklılıklarını yazdırın.
  • Resim Hikâyesi – Çizdikleri resim için kısa bir açıklama veya hikâye yazdırın.
  • Sanatçı Günlüğü – “Bu resmi yaparken şunu düşündüm/şunu hissettim…” cümlesini tamamlatın.
  • Fısıltı Notu – “Bugün öğrendiğim bilgiyi bir arkadaşımın kulağına fısıldayacak olsam tek cümleyle ne söylerdim?” cümlesini tamamlatın.
  • Köprü Kurma – “Bugün öğrendiğim şey bana daha önce bildiğim hangi bilgiyi hatırlattı?” sorusuyla diğer öğrendikleri arasında ilişki kurmalarını sağlayın.

Aysun Yağcı

Hakkında Aysun Yağcı

Öğretmenlik deneyimlerimi, kendimce doğrularımı, okuduklarımı, aldığım eğitimleri, çıkarımlarımı paylaşmaya devam ediyorum.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Scroll To Top